Öztürk: “Şehit ailelerine verilen maaş artırılmalı”

TARİHİ BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ

Terörsüz Türkiye hedefi için Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri bir araya geldi. MHP Kırıkkale Milletvekili Av. Halil Öztürk, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda MHP grubu adına konuşma yaptı. Öztürk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “ PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte yeni bir dönem başlamıştır. Terörsüz Türkiye hedefi; sağduyulu, stratejik ve tavizsiz bir iradeyle gerçeğe dönüşmelidir.  Uluslararası tecrübeler, bu ve benzeri mücadelelerin ancak devlet otoritesi ve toplumsal birliktelikle başarıya ulaşabileceğini göstermektedir.  İçinde bulunduğumuz durumla birebir örtüşmese de IRA ve ETA örneklerinde olduğu gibi İngiltere ve İspanya, süreç yönetimi itibariyle kararlı güvenlik önlemleri almış, toplumun tüm kesimlerini kapsayan siyasi süreçler yürütmüş ve hukuk devleti ilkelerinden asla sapmamıştır. Bu sayede silahlı mücadele sona erdirilmiştir.”

ÇEVRESİNDEKİ GELİŞMELERE DUYARSIZ KALAMAZ

“Ülkemiz de benzer şekilde, PKK terörüne karşı toplumsal dayanışma, güçlü istihbarat, askeri caydırıcılık ve siyasi kararlılık ilkelerini esas alarak bu sorunu çözmelidir.   Türkiye, hiç şüphesiz, sadece iç güvenliğini sağlayıp, çevresindeki gelişmelere duyarsız kalamaz. Gazze’de süregelen İsrail katliamları, Suriye’nin kuzeyinde inşa edilmeye çalışılan terör koridorları, İran’a karşı yürütülen müdahaleler, Türkiye’nin etrafını kuşatma planlarının parçalarıdır. Bu sebeple ülkemiz, iç cephesini tahkim etmek ve proaktif adımlarla bu kirli oyunları bozmak zorundadır. 11 Temmuz’da bir grup PKK’lının silah bırakmasının hemen ardından, İsrail’in Suriye’deki kırılgan barış ortamını hedef alması asla tesadüf değildir. PYD/YPG’nin Şam yönetimiyle yaptığı mutabakata uymaması, bölgemizde yürütülen küresel planların bir parçasıdır.”

İRAN’IN GÜVENLİĞİ TERÖRSÜZ TÜRKİYE’DEN GEÇMEKTE

“İsrail, Dürzi aşiretlerini kışkırtarak, Suriye’nin güneyinden Türkiye’ye kadar uzanacak bir kaos hattı kurmayı amaçladığı çok açıktır. “Davut Koridoru” adı altında yürütülen bu proje, hem Suriye’nin parçalanmasına hem de Türkiye’nin kuşatılmasına yönelik sinsi bir plandır.

İsrail, Suriye’nin işgal ettiği yaklaşık 400 kilometrekarelik topraklarda kurduğu 10 askeri üs ile bölgemizin barışını tehdit eden başlıca unsur hâline gelmiştir.  Gayemiz Türkiye’nin en temel sorununu çözerek Türkiye Cumhuriyeti’ni daha güçlü kılmak, Türk milletine bölgede daha huzurlu bir ortam oluşturmaktır. PKK terör örgütünün tüm unsurlarının silah bırakması muhakkak gereklidir. PYD\YPG ve PJAK bundan beri değildir. Terörsüz Türkiye, bölgenin de terörden arındırılması demektir. Irak’ın huzuru, Suriye’nin selâmeti, İran’ın güvenliği Terörsüz Türkiye’den geçmektedir.”

TERÖRSÜZ TÜRKİYE İLE MÜMKÜNDÜR

“PKK terör örgütü, 40 yıldır Türkiye’nin sınır komşuları ve bölge ülkeleriyle olan ticari, sosyal ve politik ilişkilerini olumsuz etkilemektedir. Güvenliğin olmadığı bölgelerde nakliye, turizm ve yatırım faaliyetleri sekteye uğramakta; yatırımcı ve çalışanlar endişe duymaktadır.

Irak’la aramızdaki “Kalkınma Yolu Projesi”, İran ile aramızdaki enerji koridoru, Suriye’nin yeniden inşası Terörsüz Türkiye ile mümkündür. Ticari hedeflerimizin gerçekleşmesi için Terörsüz Türkiye idealinin amacına ulaşması gerekmektedir.  Terörsüz Türkiye sürecini bu minvalde etraflıca değerlendirecek, konuya geniş bir açıdan bakacak olursak yapacağımız çalışmaların kıymetini ve önemini daha net görmüş olacağız. Umuyor ve inanıyorum ki Türk devlet aklı ve Türk milletinin feraseti bu sürecin başarıyla tamamlanmasını sağlayacaktır.”

MAAŞ İYİLEŞTİRMESİ, DERHAL UYGULANMALI

“Bu tarihi süreç ve mücadele yürütülürken, terörle mücadelenin yalnızca askeri değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve hukuki alanda da desteklenmesi gerektiğini bir sorumluluk olarak vurgulamak isterim. Bu noktada bazı acil ve hayati düzenlemelerin hayata geçirilmesi elzemdir: Şehitlerimizin anne ve babalarına bağlanan maaşlar, onların onuruna yakışır bir seviyeye çıkarılmalıdır. Bu kapsamda, bağlanacak maaşların en az asgari ücretin iki katı olması sağlanmalıdır.  2013 yılında yapılan düzenlemelerde rütbeli vazife malullerine sağlanmayan %25 maaş iyileştirmesi, derhal uygulanmalıdır.”

BU UÇURUM ORTADAN KALDIRILMALI

“Hak sahipliği uyuşmazlıklarının önüne geçilmesi için şehit çocuklarının kamuda istihdam hakları yasal güvence altına alınmalı, özel sektör için de %1 kontenjan ayrılmalıdır.

5510 sayılı Kanun kapsamında vazife malullerinin sosyal sigorta kollarına tabi olarak yeniden çalışabilmelerinin önü açılmalı, bu kişilerin emekli maaşları kesintiye uğramadan çalışma hakkı sağlanmalıdır. Bugün aynı derecede görev yapmış bir er gazi 25.800 TL maaş alırken, aynı derecede rütbeli bir gazi 49.000 TL maaş almaktadır. Bu uçurumun ortadan kaldırılması gerekmektedir.”

ÖZEL ŞEFKATİNİ VE HİMAYESİNİ HAK ETMEKTE

“Bu düzenlemeler, şehit ailelerinin ve gazilerimizin onuruna yaraşır bir hayat sürmeleri için kaçınılmazdır. Vatan için gözünü kırpmadan canını ortaya koyan kahramanların aileleri, devletimizin en özel şefkatini ve himayesini hak etmektedir. Bu yasal düzenlemeler, yalnızca bir sosyal hak değil, bir vefa borcunun ifasıdır. Ben sözlerime burada son verirken kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun ülkemizin içinden geçtiği bu hassas ve kritik süreçte hayırlı gelişmelere katkı sunmasını temenni ediyor; vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak adına şehit olan tüm kahramanlarımıza ve cesaret timsali gazilerimize şükranlarımı arz ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.  Onların fedakârlığını ve adanmışlığını bir ömür unutmayacağımızı, onların manevi mirasına asla halel getirmeden çalışacağımızı bir kez daha ifade diyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.